Müezzinoğlu: Basit tedbirlerle leylek ölümleri önlenebilir

Günümüzde ciddi bir mesele haline gelen insan kaynaklı leylek ölümleri, doğasever Melike Müezzinoğlu’nu isyan ettirdi. Çiftlik arazisinde defalarca leyleklerin enerji nakil hatlarına konmaları ve uçmaları sırasında geniş kanatlarıyla iletkenler arasında temas sağlaması sonucunda korkunç bir şekilde telef olmasına tanık olan Müezzinoğlu, alınabilecek çok basit tedbirlerle leylek ölümlerinin önüne geçilebileceğine işaret etti.

Türkiye’nin tek leylek köyü olan Uluabat Gölü kıyısındaki Eski Karaağaçköyü’nde leylek ve diğer göçmen kuş ölümlerinin azaltılması ve yaban hayatının korunması kapsamında göç güzergahındaki enerji nakil hatlarında izolasyon kaplama çalışmaları yapıldığını söyleyen Melike Müezzinoğlu, böyle bir proje hayata geçirildiği takdirde binlerce leyleğin toplanma alanı olan Silivri’nin de göçmen kuşlar için tehlikeli bir geçiş bölgesi olmaktan çıkacağını öne sürdü.

“GÖÇ YOLLARI ÜZERİNDE OLABİLDİĞİNCE EMNİYETLİ KOŞULLAR YARATMALIYIZ”

Müezzinoğlu, leyleklerin Avrupa’da nesli tükenmekle karşı karşıya kalan türler listesinde yer aldığına dikkat çekti.  Pek çok leyleğin ölümüne şahitlik eden çevre gönüllüsü başından geçenleri anlatırken, can kaybını önlemek için alınması gereken önlemleri ise şöyle sıraladı; “Silivri’de Alipaşa Mahallesi’nde çiftçilik yapıyorum. Arazimde organik tarımla uğraşıyorum. Bir toprak koruyucuyum ve doğa gönüllüsüyüm. Arazimiz leyleklerin göç yolu üzerinde bulunuyor. Uydu haritalarının takiplerine baktığımız zaman Doğu Avrupa’da özellikle Polonya’da yoğun bir nüfus var, oradan Tunus’a göç ederken 9 gece boyunca dinlenmek için duraklıyorlar. Organik tarım alanı olduğumuz için Bulgaristan’dan sonra dinlenmek ve rahatça besin kaynaklarına erişebilmek için bizim bulunduğumuz çiftlik alanını tercih ediyorlar. 2014 yılında yanımızdaki Çanta Mahallesi’nde o zaman Bora Enerji lisansı olan sonra Boydak’a geçen bir rüzgâr enerji santralinin yatırımı yapıldı. Bunun nakil hattının trafiğe bağlanması için bizim arazinin üzerinden yüksek gerilim geçti. Çaprazlama geçilen bu hatta 3 tane direk ve de çok geniş açılımlarla teller mevcut. O zaman biz buna çevre gruplarından arkadaşlarla sesimizi duyurmaya çalıştık. Bursa’da leylek festivali düzenleniyor. Uluabat Gölü kıyısındaki Eski Karaağaç köyünde konferanslara katıldık. Bildirimlerde bulunduk. “Leylek Halkalama” çalışmaları ile göç yolları üzerinde bizim arazimizi kullandıkları zaten sabit. Bunlar birer dünya varlığı ve biz onlara göç yolları üzerinde olabildiğince emniyetli koşullar yaratmalıyız. Özellikle onların nerelerden geçtikleri biliniyorsa ve senelerce aynı yerleri kullanıyorlarsa bunlar araştırılıp tabi ki göz önünde bulundurulmalı.

 

“ELEKTRİK AKIMI BOMBA ETKİSİYLE LEYLEKLERİ PARÇALIYOR”

Kendi arazimin içinde meydana geldiği için ölümlerini belgelemeye devam ediyorum. Bu sene 3 tane ölümle karşılaştım. 2 tanesi de gözlem esnasında gözümün önünde oldu. Leylekler çok enteresan hayvanlardır; tek eşlidirler ve hep aynı yere yuva yapmaya giderler. Nisan ayı gibi yavruluyorlar. Yavruları daha 3 aylık ve acemiyken yola çıkıyorlar. Geceleyin hem tarla hem de ağaç üzerlerinde konaklıyorlar. Bizim çiftliğimiz Uluslararası Botanik Bahçeleri Birliği (BGCI) üyesi. Bu bizim orada hem bir organik alanımız hem de bu ağaçlardan oluşan bir ekosistemimiz var demek. Konaklamaları için uygun bir alan. Leylekler sabah 06.00 gibi uyanırlar, 09.00’a kadar beslenirler. Akşam da dinlenmeye geldiklerinde 17.30 sularında inişe geçerler. Akşamları oldukları yerde sabit durmuyorlar bazen kendi aralarında yer değiştiriyorlar. Kanat açıklıkları 2 metre 15 santime kadar uzayabiliyor. Bu sene bahsettiğim nakil hattının olduğu yerde gece yer değiştiren bir leyleğin telleri göremeyince iki kanadıyla aynı anda tele değmesi suretiyle havaya uçmasına şahit oldum. Bomba atılmış gibi havaya uçtu. tam işlevini bilmemekle birlikte o tellerin üzerinde toplar var, yalnız bu topların iki kutup başlarında tel var ve korumasız. Diğer bir ölümde de uçarak tellere konmaya gelen hayvan bu tellere değmek suretiyle olduğu yerde akıma kapıldı ve aşağı düştü, elimizde can verdi. Biz tabi bunu görünce üzüldük. Doğa Derneği ile görüştükten sonra Avcılar Veterinerlik Fakültesi’ne götürdük. Ölüm sebebinin tespitinin çıkarılmasını istedik. Raporumuzu aldık. İç organlarında ve vücut parçalarında yanmalar, kanamalar, pıhtılaşmalar vuku bulmuş. Baktığınız zaman hayvanın başına gelenler oldukça kötü şeyler…

 

“TÜKETİCİ OLARAK GÜVENLİK ÖNLEMİ ALMALARINI İSTEMEK HAKKIMIZ”

Ben bu işi takip ediyorum, bilime inanan bir insanım, yüksek lisans öğrencisi olarak Boğaziçi Üniversitesi’nde Çevre Bilimleri bölümünü okuyorum. Bu tüyleri yanıma almak istedim çünkü bunlar bizim tüketim alışkanlıklarımızın sonucu olan bir şey. Bahsettiğim bu ölümlerin önüne geçilebiliyor. Bu şirketler kilovatlarını parayla devlete satıyorlar, biz kullanıyoruz. Tüketici olarak bizim bu şirketlerden önlem almalarını istemek hakkımız. Önlem almak en iyi koruma yöntemi. Leylekler telleri görmemekten dolayı akıma kapılıyorlar. Teller üzerindeki açık akım devreleri plastikle koruma altına alınabiliyor. Bununla ilgili Bursa’da iyi örnekler mevcut. Yanıp sönerek uyarıcı görev yapan flaşörlerle geçerli bir başka önlem alınabilir. Enerji nakil hatlarına konan leylekler de kesintilere sebep olduğu için bu önlemleri almak şirketlerin de işine gelecektir. Onlara bir hatırlatmada bulunmak lazım. Bizde burada o iyi örnekleri alarak, bu vazifeyi üstlenebiliriz. Üçüncü olarak alınabilecek önlem de leyleklerin göç yolları üzerinde konakladıkları yerlerde tellerin yer altına alınması. Siz haberciler, biz doğaseverler olarak bu farkındalığı yaratmalıyız.”

Hürhaber Gazetesi / Hazal BAŞARAN